Anne ve babaların, çocuklarının gelişimine ilişkin olarak öncelikle bekledikleri aşamalardan biri konuşmaya başlamasıdır. Anne-baba olmanın zevkini doyurucu bir tarzda yaşamaları için çocuklarının “dillenmesi” gerekir. Bu mucizevi olay birçok çocukta gerçekleşir ve herhangi bir özel çaba olmadan çocuklar anadillerini kendiliklerinden öğrenmiş olurlar. Ama bu iş sanıldığı gibi zahmetsiz değildir ve bir anda gerçekleşmez. Öncelikle bir çocuğun iletişimi, konuşmaya başlamasından önce, daha doğumdan itibaren başlar. Çocuğun ilk sözcükleri ve cümle kurması sonra gelişse de konuşmanın bazı bileşenleri doğumla birlikte gelişmeye başlar. Çocuğun ağlamaya başlaması ve ağlamayı iletişim için kullanması bile bir çeşit dil becerisidir. Çocuklar, kısa zamanda ağlama seslerinden farklı sesler çıkarır ve işittikleri belli sesleri algılamaya ve yorumlamaya başlarlar. Pek çok çocuk, bir yaş civarı ilk anlamlı sözcüklerini çıkarıp en geç 2-3 yaş gibi düzgün bir şekilde konuşmaya başlar. Ancak bu durum bazen böyle olmayabilir ve çocuklar zamanında konuşmaya başlayamayabilirler. Bu durum gecikmiş konuşma olarak adlandırılır.
Gecikmiş Konuşma Nedir ?
Çocuğun konuşması yaşından beklenenden çok geri ya da konuşma gelişimi açısından çok daha yavaşsa, o çocuğun konuşması gecikmiş konuşma olarak adlandırılır.
Gecikmiş Konuşmaya Ne Yol Açar ?
Çocuğun konuşmasının gecikmesinde birçok faktör rol oynayabilir. Zihinsel yetersizlik temel becerilerin gelişimini geciktirebilir, hatta engelleyebilir. Yarık damak, dudak gibi konuşma organlarında oluşan bir problem doğrudan dil ve konuşma gelişimini geciktirebilir. Fiziksel yetersizlik, işitme kaybı ve görme özrü gibi bazı duyusal kayıplar, erken dil ve bilişsel gelişim için önemli olan deneyimleri engelleyebilir, bu durumda da çocuk çevrenin ve duyuların zengin kaynağından ve sonuç olarak bilgiden yoksun kalabilir.
Uzun süreli hastalıklar ve çocuğun sık sık hastalanması da dil ve konuşma gelişimini geciktirebilir. Eğer çocuğun çevresinde ilgisini çeken, dil ve konuşma gelişimini destekleyen bir ortam yoksa, konuşma gelişimi daha yavaş olabilir. Bu konudaki uyarıcıların yetersizliği, uyarım eksikliği konuşmada gecikmeye yol açabilir. İki dil konuşulan ev ortamı, baskıcı aile tutumları, düşük sosyoekonomik düzey gibi çevresel faktörler de dil ve konuşma gelişimini geciktirebilir.
Dil ve konuşmanın gecikmesi erken doğum, kromozom anomalileri, motor gelişim geriliği, işitme kayıpları, genetik bozukluklar, ailede gecikmiş dil öyküsü, zeka geriliği, yarık dudak/damak, otizm, yaygın gelişimsel bozukluk, çevresel koşullar, uyaranların az olması, anne-babanın tutum hataları gibi birçok nedene bağlı olabileceği gibi bazen tüm bu nedenlerden bağımsız olarak da görülebilmektedir. Bir kısım çocuk muhtemelen kalıtsal nedenlerle zamanında konuşmaya başlayamaz. Bu çocukların bir kısmı tam öğrenmeden konuşmaya başlamak istemeyen çocuklardır. Ama belirli bir yaşa geldiklerinde (sıklıkla 3 yaş civarı), birden ve düzgün bir şekilde doğrudan cümle kurarak konuşmaya başlarlar. Bunların bir kısmında ise dil ve konuşma ile ilgili beyin bölgeleri daha geç olgunlaşmakta ama daha sonra hızlı ve sıçramalı bir gelişim göstererek yaşıtlarına ulaşmaktadır. Ancak bu çocukların zeka ve diğer gelişim aşamaları normaldir. Sözel-olmayan iletişimleri iyidir. Sözcük anlamaları iyidir. Var olan konuşmaları, özellikle dilbilgisi özellikleri açısından bozuk ya da anormal değildir.
Gecikmiş Konuşmanın Belirtileri Neler Olabilir ?
Gecikmiş konuşma hem derece, hem tür olarak çok değişiklik gösteren bir dil ve konuşma güçlüğüdür. Tanılamada siz anne babaların gözlemleri önemli bir yer tutmaktadır. Çocuğunuzu gözlemlerken, aşağıdaki belirtilerin onda olup olmadığına dikkat etmeniz yapılacak tanılamayı kolaylaştıracaktır.
Gecikmiş konuşması olan çocukların :
● Kısıtlı sözcük dağarcıkları vardır. Ya hiç konuşmazlar ya da zor anlaşılan birkaç sözcük kullanabilirler.
● Yutma, çiğneme, salya akıtma sorunları olabilir.
● Düşünce ve isteklerini anlatmada zorlanabilirler.
● Jest, mimik, işaret kullanmaya yönelebilirler.
● İletişim kurmaya karşı isteksiz davranabilirler.
● Çevrelerindeki seslere, konuşmalara ilgisiz davranabilir, dinlemez görünebilirler.
● Anlaşılmaz sesler çıkarabilirler.
● Çevreleriyle ve girdikleri yeni ortamlarda uyum güçlükleri gözlenebilir.
● Yalnız kalmayı tercih edebilirler.
● İsteklerini, düşüncelerini dile getirirken hoş olmayan (vurma, çarpma, ağlama, bağırma gibi) tepkilerde bulunabilirler.
● Dikkat süreleri kısa ve dağınık olabilir.
● Kavramları geç ve uzun zamanda öğrenebilirler.
● Bellekleri zayıf olabilir.
● Öğrendikleri bilgileri transfer edemeyebilirler.
Burada dikkat etmemiz gereken, belirtilerin sıklığı ve devamlılığıdır. Çocuğunuz bu tarz belirtiler gösteriyorsa bir dil ve konuşma terapistine başvurmanız faydalı olacaktır.
-----
Dil ve konuşmanın normal gelişim basamakları nedir ?
Çocukların dil ve konuşma gelişimi çok değişkenlik gösteren özelliklerle gerçekleşir. Buna rağmen dil ve konuşma gelişimi ile ilgili belirli basamaklar belirlenmiştir. Bunlar:
Alıcı Dil |
İfade Edici Dil |
0-3 Ay
|
|
4-6 Ay
|
4-6 Ay
|
7 Ay-1 Yaş
|
7 Ay-1 Yaş
|
1-2 Yaş
|
1-2 Yaş
|
2-3 Yaş
|
2-3 Yaş
|
3-4 Yaş
|
3-4 Yaş
|
4-5 Yaş
|
4-5 Yaş
|
Gecikmiş konuşmanın tedavisi için kim yardımcı olabilir?
Konuşmanın gecikmesi durumunda bir dil ve konuşma terapistinden yardım almak sorunun giderilmesinde yardımcı olacaktır.